Dün gece Akbank Sanat performans sahnesinde
İsveç'in önemli piyanistlerinden Jacob Karlzon'un Jacob Karlzon 3
olarak adlandırdığı triosunun harika bir performansını dinledik. Jacob Karlzon her ne kadar daha önce
kendi albümleri ile bilinen ve ünlü İsveç vokal Viktoria Tolstoy ile
çalmış bir piyanist olsa da asıl olarak yakın zamanda ACT firmasından çıkardığı
More albümüyle Avrupa'da ciddi manada adını duyurmuş durumda. Açık
söylemeliyim, albümü zaten çok beğenmiştim. Bunun üstüne albümün çıkışı
ardından yapılan bazı konserlerde ekibe davulcu olarak katılan Mehmet İkiz'in
sonrasında üçlünün resmi üyesi haline geldiğini öğrenince İstanbul konserini
merakla beklemeye başlamıştım. Hazır grubun davulcusunun Türk olduğundan
bahsetmişken, grubun daimi basçısı Hans Andersson'un da eşinin Türk
olduğunu ve çok iyi Türkçe konuştuğunu hatırlatayım. Konserde genellikle, iyi bestelere ve cover
eserlere sahip olduğunu düşündüğüm More albümünden parçalar çalındı.
Eski albümlerden The Big Picture’dan da bir parça dinledik. En
baştan söylemeliyim, albüm kayıtları ile kıyaslayabildiğim kadarıyla Mehmet
İkiz'in gruba katkısı oldukça farklı ve yerinde. Eminim konseri dinleyen herkes
farkındadır ki Mehmet İkiz enerjisi ve yumuşak tuşesi ile her parçada
buradayım der gibiydi. Genel olarak Jacob Karlzon albümde de olduğu gibi
sık sık synthesizer ve programlama kullandı.
Ekip girişi albümdeki gibi enerjik Running ve
melankolik Nilha ile yaptı. Running'de Mehmet İkiz'in arka planı
başarıyla doldurduğu iyi bir Jacob Karlzon emprovizasyonu dinledik. Basit ve
güzel bir piyano solosu ile başlayan Nilha ise sonrasında Mehmet İkiz'in davulu
ve Jacob Karlzon'un piyanosu arasında karşılıklı diyaloga dönüştü. Jacob
Karlzon, Nilha parçasını anlatırken bu parçayı artık aramızda olmayan biri için
yazdığını söyledi. Aslında hayatımızın ne kadar kısa olabileceğinden ve onu
dolu dolu yaşamamız gerektiğinden bahsetti. Geçtiğimiz aylarda elime geçen Mart
2012 Almanya konserinin kaydını dinlediğimde eserin yazımına neden olanın Jacob
Karlzon’un kız arkadaşıyla gittiği bir tatilde tanışalı sadece bir gün olmuşken
trajik bir kaza ile kaybettikleri bir insan olduğunu öğrendim. Sonrasında ekip, metal müzik etkisi altında
olduğu konser sırasında Jacob tarafından da belirtilen Dirty, yine Jacob
tarafından 19. yy. başlarında İsveç'in yokluk içinde geçen günlerine ithafen bestelendiği
anlatılan Fool's Gold ve The Big Picture albümünden Newbie
ile konseri sona doğru taşıdı. Dirty performansında Mehmet İkiz’in Jacob
Karlzon’un doğaçlamalarına verdiği cevaplar ve synthesizer üzerine çalınan
piyano oldukça etkileyiciydi. Hans Andersson’un güzel bir bas solosu ile
başlayan Fool’s Gold’daki piyano ve elle çalınan davul arasındaki atışmalar ve
Newbie’deki kalp atışlarını andıran davul vuruşları dikkat çekiciydi. Birbirine bağlı icra edilen son iki parçadan ilki Between
Us’ta reverberant ve naif bir piyano tonu, sonrasında Mehmet İkiz’in fırça
darbeleri ile devam etti. Önceden bu parçanın bazen zor bazen de harika olan
ikili ilişkiler üzerine olduğunu öğrendik. Departure performansındaki
davul solosu unutulmazdı. Konserin sonunda özellikle benim ısrarlarımla albümde
de en sevdiğim performanslardan biri olan Nik Kershaw's The Riddle
coverını bis performansı olarak sergilediler. Jacob Karlzon'un iki-üç
parçadan oluşan setler arasındaki bol esprili ve ara ara Türkçeli konuşmaları dinleyici
tarafından oldukça ilgiyle karşılandı.
Konser sonrasındaki konuşmamızda Jacob Karlzon'un
seyirciden hoşnut olduğu kadar, workshop'a gelenlerin ilgisinden de çok memnun
olduğunu öğrendim.
Özetle, 30 Kasım gecesi konsere gelen İstanbullular
çok iyi bir ekibin iyi performanslarından birine tanık oldular bence. Eminim Jacob
Karlzon 3 ileride daha da ünlü olduğunda bu günü iyi bir anı olarak
hatırlayacak ve kendilerini şanslı sayacaklardır.
No comments:
Post a Comment