Sunday, 9 December 2012

Brad Mehldau Trio 2 Aralık 2012 Antalya Konseri


Bu yazı her zamankilerden biraz farklı. İstanbul'da önce iptal edildiği konuşulan sonra iki hafta kala Bahçeşehir Kültür Merkezi'nde 1 Aralık'ta yapılacağı söylenen Brad Mehldau Trio konserinin kaçırılmasının hemen ardından, sadece Brad Mehldau Trio'yu deneyimlemek için Antalya'ya kadar gitmenin, harika bir performansa tanık olmanın ve konser sonrası Brad Mehldau ile edilen sohbetin yazısı.

Asıl konsantrasyonu klasik müzik gibi görünen ve bu işte oldukça başarılı olan Antalya Piyano Festivali zaten son yıllarda dikkatimi caz konusunda da çekmekteydi. Ama bu sene 13. yılında İstanbul’a da uğrayan çok önemli iki trioyu konuk etmesiyle ziyaret edilmeyi kesinlikle hak etti. Öncesinde 28 Aralık’taki Christian McBride’lı, Brian Blade’li Chick Corea Trio konseri, sonrasında ise 2 Aralık’taki Brad Mehldau Trio konseri Antalya’nın bu işi ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor. Brad Mehldau Konseri sırasında organizasyonu, konser salonunu ve seyirci ilgisini görünce gerçekten etkilendiğimi söylemek isterim.

Brad Mehldau’yu uzun uzadıya anlatmaya tabii ki gerek var ama bu ancak ayrıntılı bir inceleme yazısında yapılabilir. Özet geçmek gerekirse 1990 yılından beri performans veren ünlü piyanist en önemli başarılarını trio formatında kazandı. Brad Mehldau Trio’da 1996’dan 2005’e kadar davulda Jorge Rossy’i görsek de 2005 yılından bu yana Jeff Ballard ekibin davulcusu. En başından beri yanı başındaki basçı ise Larry Grenadier. İlk trio ile Art of The Trio serisi altında harika albümlere ve bazı canlı kayıtlara imza attılar. 2005’ten bu yana birçok kayıt yaptığı yeni triosunda özellikle son iki albüm Ode ve Where Do You Start ile gerçekten trio caz müziğin sınırlarında gezinmekteler. Brad Mehldau, triosu ile yaptığı kayıtlar dışında hem solo olarak, hem de birçok ünlü caz müzisyeni ile beraber albümlerde ve canlı performanslarda yer almakta. İstanbul ve Antalya konserleri en son kaydettikleri Where Do You Start albümünün dünya çapındaki turnesi kapsamında gerçekleşti. Neden dünya çapında olduğunu söyledim? Çünkü modern caz trio konfigürasyonundaki en önemli ekiplerden birinin turnelerinde iki günü Türkiye’ye ayırabilmesini önemsiyorum. Tabii, gönül ister ki başkent de son zamanlardaki gerilemesine bir son verip gerekli girişimlerde bulunsa ve Amerika’dan gelmeleri öyle çok da kolay olmayan bu seviyedeki müzisyenleri ülkemiz üç gün ağırlayabilse. 

Konser öncesi Brad Mehldau Trio’ya ait, oldukça eskiler dahil, bir sürü kaydın hazır ve nazır konser salonundaki reyonda bulunduğunu ve oldukça uygun fiyatlarla dinleyicinin ilgisine sunulduğunu gördüm. Arşivdeki eksiklerimi hemen tamamladım. Antalya Kültür Merkezi oldukça düzenli ve bu tür konserler için uygun bir salondu. Dinleyici ise ilgiliydi ama sanki biraz daha klasik müzik dinleyicisi görünümündeydi.

Performans enerjik başladı diyebilirim. İlk olarak son albüm Where Do You Start'ta da yer alan ince ince işlenmiş bir Jimi Hendrix’in efsaneleştirdiği Hey Joe düzenlemesi dinledik. Önce Brad Mehldau, sonra Jeff Ballard ve en son Larry Grenadier yavaş yavaş parça içerisindeki yerlerini aldılar. Brad Mehldau'nun kendi bestesi Sanctus ve Beach Boys’dan Brian Wilson’a ait Friends parçası ilk parçayı takiben arka arkaya çalındı. Üç parçanın ardından kısa bir tanıtım ve parça isimlerinin söylenmesi seansı gerçekleşti. Sonrasında To Hold on or to Let Go ve Sonny Rollins’ten Airegin performanslarını izledik. Son teşekkür ve tanıtım sonrasında Since I Fell for You'ya geçiş yapıldı. Brad Mehldau'nun kendi anlatımıyla tam bir blues baladı. Bu performans bence konserin en önemlisiydi. Özellikle ekibin diğer elemanlarının sustuğu ve Brad Mehldau'nun ana temayı başkalaştırarak ortaya özel bir sanat eseri sunduğu anlar nefesimiz kesildi gerçekten de. Konser sırasında Jeff Ballard'ın insanı kendinden alan tuşesi ve baget kontrolu ile gerçekleştirdiği uzunca soloyu hiç unutmayacağım. Brad Mehldau'nun arkadaşının solosu sırasında piyano taburesi üstünde meditasyon yaparcasına bağdaş kurması ve bizler gibi Jeff Ballard'a konsantre olması etkileyici bir görüntüydü ancak bu hoş sahne tabii ki fotoğraf makinelerinin de harekete geçmesine neden oldu. Konser sonrasında seyirciler doğal olarak Brad Mehldau Trio’dan bis istediler ve nadir çalınan bir Untitled performansıyla konser sona erdi.


Konser sonrası aklımda nicedir sormak istediğim sorular ve imzalanacak CD kapaklarıyla kulisteki yerimi aldım. Burada, pek kimselerle görüşmek istemeyen Brad Mehldau’yu ikna eden organizasyona gerçekten teşekkür etmem gerekiyor. İlk soru aslında solo performans da veren trio piyanistleri için hep aklımda olan genel bir soruydu. “Emprovizasyon gücünüzü tam olarak trio konfigürasyonunda mı solo performanslarında mı kullandığınızı düşünüyorsunuz?” Brad Mehldau’nun bu soruya cevabı tam olarak beni tatmin etmese de genel olarak ikisinden de ayrı ayrı  tatlar aldığını ve doğaçlama hususunda çok da farklı hissetmediğini söyledi. Joshua Redman ile yaptığı bir kayıt içinde Christian McBride ve Brian Blade’in de yer aldığı güzel bir fotoğrafına imza alırken, Joshua Redman ile yakın zamanda gerçekleştirdiği turnedeki performanslar sırasında çok mutlu olduğundan bahsetti. İkinci soru ise Brad Mehldau’nun oldukça fazla kullandığı rock müzik ile ilgiliydi. Birçok müzisyen ara sıra rock bestelerine düzenlemeler yapıyor ama Brad Mehldau’nun özellikle canlı ve solo performanslarında bunlara sık sık rastlıyoruz. Peki rock müzikteki hangi öğe Brad Mehldau’yu bu kadar etkiliyor. Brad Mehldau’ya göre rock, hayatındaki diğer bütün etmenlerden daha farklı bir şey değil onun müziğinde. Yani eskiden yaşadığı ve yapmaktan, dinlemekten hoşlandığı her şey gibi rock müzik de her an onu etkilemekte ve yeni şeyler yapmak için tetiklemekte.

Kısacası, Brad Mehldau Trio 2 Aralık’ta dinlediğim en iyi performanslardan birine imza attı. Bu üretken ekip umarım daha da çok albüm yapar, turne gerçekleştirir ve Türkiye’ye bir kez daha gelir. Eğer gelirlerse ve henüz herhangi bir Brad Mehldau Trio performansı dinleyemediyseniz, bu sefer sakın kaçırmayın.

No comments:

Post a Comment